Serbest piyasada arz ve talebin kesiştiği noktaya ‘denge fiyat’ denir. İktisada giriş dersimizde ilk öğretilen bilgi buydu.
Arz tarafı üretime talep tarafı ise gelire bağlı bir değişkendir. Normal şartlarda gelir artışı talep artışına neden olur. Eğer arz artmadan gelir artarsa fiyatlar da artar. Arz ve talep beraber artarsa fiyat dengesi değişmez.
Türkiye’ye bakıyoruz: Erdoğan’ın “Nass…Ekonomi Modeli” döneminde arz artmıyor; üretim yerinde sayıyor. Lakin fiyatlar delice artıyor. Hatta dolar bazında fiyat artışı ABD’den bile yüksek.
Türk-İŞ’in ‘Açlık Sınırı’ üzerinden gıda fiyatlarına bakalım (yıllık ortalama):
2020: 358,3$
2021: 341,9$
2022: 345,8$
2023: 446,5$
2024: 520,7$
2025: 594,6$
Açlık Sınırı 2021 yılından 2025 yılına TL bazında %692 artış gösteriyor. Dolar bazında ise aynı dönemde fiyat artışı %73,9 olmuş.
Sorunumuz sadece enflasyon değil, hatta asıl sorunumuz pahalılık derken tam da bunu ifade ediyoruz.
Fiyatlar genel seviyesi çok yüksek yerde oluşmuş durumda. Dolar bazında iki katına yükselen fiyatlarla karşılaşıyoruz.
Neden?
Acaba gelirimiz mi bu derece arttı? Yoksa üretimin artmaması nedeniyle gelir artışı fiyatları patlattı?
Nedenlerimiz çokça…Ama en önemlisi şudur: Türkiye’de döviz bazında fiyat dengesi çok bozulmuş duruma gelmiştir.
Frankfurt’ta bir daire İstanbul’dan ucuz ise, Berlin’de bir yemek Üsküdar ile yarışıyor ise, Paris’te bir kahve içmek Levent’ten ucuz ise ortada farklı bir şey var demektir.
Türkiye’de şu anda fiyatlar genel dengesi sanırsınız yıllık kişi başına geliri 30-40 bin dolar olan ülkeler seviyesinde.
Yunanistan’da kişi başına gelir 21 bin dolar ama bizden çok daha ucuz bir ülke. Bizim kişi başına gelirimiz 15,4 bin dolar ile Yunanistan’ın gerisinde ama çok daha pahalı bir ülkeyiz.
Evet, Türkiye’de enflasyon sorunundan ziyade bir pahalılık sorunu var; fiyatlar çok yüksek seviyelerde.
Yarın enflasyon düşecek ama pahalılık düşmeyecek. Bunu şimdiden bilmelisiniz. Enflasyon düşünce pahalılık azalacak diye gelmeyecek treni boşuna beklemeyin.
İyi ama neden fiyatlar genel seviyemiz çok yükseldi?
Burada elbette tek neden sayamayız. Birçok nedenden en önemlisi gelir dağılımındaki bozukluk sayılabilir.
Etiler’de bir daire 120 milyon liraya alıcı buluyorsa bu alıcıların vergisine bakmak gerekiyor. Yüksek fiyatlara yalı alanların, ev alanların vergisi nedir acaba?
Rantın beslediği bir şımarık zenginlikle karşı karşıyayız. Vergisiz büyüyen rant kesimine dokunmadıkça bu sorun devam edecektir.
Erdoğan’ın 2014’de Cumhurbaşkanı seçilmesi ile ülkede temel dengeler tersine dönmeye başlamıştı. Nitekim gelir dağılımındaki toparlama süreci de biterek bozulma yavaştan başlamıştı. Sonra 2017 Başkanlık Sistemi… Bozulma hızlanmış ve adeta şok dalgalar yaşanmaya başlanmıştı. Ama ekonomide asıl büyük bozulma 2021 sonrası Nass Ekonomi Modeli ile gerçekleşti.
Nass.. Ekonomi Modeli sonrası çılgınca bir bozulma yaşanmış ve fakir daha fakirleşirken zengin daha da zenginleşmişti.
Bugün yaşadığımız tam da bu dengesizliğin faturası olmuştur. Aşırı şımarık zenginlerin yüksek fiyat düzeyine fakirler maruz kalmak zorunda olmuştur. Mesela yükselen konut-işyeri fiyat ve kiraları maliyet artışı olarak kenar semtleri bile ezip geçmiştir.
Özet olarak söyleyelim: Ülkemizde yaşayan 2-3 milyon şımarık zenginin yüksek fiyat özentisinin 86 milyon ödüyor.
Bu dengesizlik düzeltilmez ise bu fakirliğin içinde bu yüksek fiyatları ödemeye devam ederiz. Yani enflasyon biter ama pahalılık bitmez. Kesin bilgi…
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/simarik-zenginin-fiyatini-fakirler-oduyor-1604180