Yavuz Gezer


Siyah (Kara) Gül

Bir çok aşk hikayesine kaynak teşkil ettiğini, peri masallarının evreninden gelmiş ve o masalların imkansız ve gizemli bir beklentinin kuvvetli duygusuna ilham vermiş; Mezopotamya Sümbülü, Arap Güzeli gibi farklı adları da olan güzel kokulu yarı katmerli Kara Gül'ün hikayesinde;


Tutsak gülün üstüne yağıyorum her bahar,

Kırkikindi Anadolu'dayım, bir Akdeniz'deyim.

Gök girsin, kızıl çıksın yeminini de ettim,

Aklımı yitirip, ömrümü bitirenin izindeyim.    

                                                                                   Emin CEBE

Siyah renk her zaman ölüm ve yasla eş tutulmuştur. Çünkü siyah hüznün ve sonsuz ayrılığın rengidir. Onun için bir çok insan büyük bir kaybı, kederi ve ölümün sembolü olarak görür Siyah (Kara)Gülü. Tek bir siyah gül konulursa bir çelenge veya gönderilirse birine, o artık geri dönmemek üzere bir yolculuğa çıkmıştır...

"(Kara) Siyah Gül; tarih boyunca bir ilişkinin bitimini, sevilen birini kaybetmeyi veya sonu olan başka bir şeyi simgelemiştir. Ama, ölümün olduğu yerde yeni bir hayat başlar değil mi?"

Evet! Siyah (Kara) Gül ölümün rengidir. Ama, ölüm her zaman yok olma değildir. Ölüm aynı zamanda yeni bir başlangıç ve sonsuzluğa yolculuktur.

"Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra da bizim huzurumuza döndürüleceksiniz." Ankebut Suresi 57 ayet." İman edip salih ameller işleyenleri, cennette altlarından ırmaklar akan yüksek köşklere yerleştireceğiz ve orada ebedi olarak kalacaklardır. Hayatlarını böyle sâlih ameller işleyerek geçirenlerin mükafâtı ne güzeldir!" Ankebut Suresi 58'de anlatıldığı şekli ile ölüm; göçüp gitmekten ziyade, bilinmeyen, keşfedilmemiş bölgelere bir yolculuktur.

Gelecekteki büyük değişikliği bir devrime işaret olarak görenler, eski alışkanlıkların ve eski düzenin yok olması olarak da anlamlandırırlar.

Bu onlara umudun ve neşenin yeni çağının doğuşunu işaret eder.

Kara sevda'yı, vazgeçilmez aşkı simgeleyen siyah (kara) gül, kara sevdalı aşıkların birbirlerine verdikleri sözün mührüdür.

Gonca halindeyken siyah görünen güllerle dünyanın farklı bölgelerinde karşılaşabilirsiniz. Gonca, güle dönüştükten sonra bordo veya koyu kırmızı rengi almaya başlar. Oysa Halfeti'nin mikro klima iklim şartlarında yetişebilen siyah gül hariç...

Görenleri kendine hayran bırakan siyah gül hikayesi ne zaman ve nerede başlıyor? Bilinmez...

Aslında Fransa'da yetiştirilmeye başlandığı iddia edilen bu çiçeğin nasıl Halfeti'ye geldiği ve ne zamandan beri bölgede yetiştiği de bir muamma,

Olsa da...

Bir çok aşk hikayesine kaynak teşkil ettiğini, peri masallarının evreninden gelmiş ve o masalların imkansız ve gizemli bir beklentinin kuvvetli duygusuna ilham vermiş; Mezopotamya Sümbülü, Arap Güzeli gibi farklı adları da olan güzel kokulu yarı katmerli Kara Gül'ün hikayesinde;

Tarihi bilinmeyen bir zamanda bir yerde, simsiyah harika bir gül varmış ve buna "şeytanın gülü" denirmiş. Bu güle kimse dokunmaz, sadece belli zamanlarda bir büyücü grubu gelip, buraya bakire bir kadının kanını dökerlermiş. Diğer insanlar elini sürmezlermiş bu güle...

Günlerden bir gün 18 yaşında genç bir kız ayini izlemiş gizli gizli ve ayini izlerken uyuya kalmış.

Gözlerini açtığında ise ortada herhangi bir büyücü grubunun kalmadığını fark etmiş. Sonra ortalıkta gezinirken bir madalyon görmüş, bu madalyon yuvarlak ve ortasında da bir yıldız bulunduruyormuş. Kız eve gidince bu madalyonu incelemiş ve onun ne olduğu hakkında düşünmüş.

Daha sonra uyumuş ve gece rüyasında bir adam siyah gülü yani şeytanın gülü olan gülü kopartıp kendisine verdiğini görmüş.

Daha sonra sabah köyün kilise papazı peder Lucas'a gidip madalyonu göstermiş ve peder onu aşırı sert bir şekilde kiliseden kovmuş. Daha sonra peder kasabaya giderek kasabalılara, "cadılar gelmeye başladı, o gül uğursuz ve Şeytan buraya geliyor "demiş.

Daha sonra herkes kızın cadı olduğuna inanmış ve onu çarmıha germek istemişler.

Tam çarmıhın etrafında ateşle onu yakacaklarken (kızın üstünde madalyondan başka hiçbir şey yokmuş) .Kızın etrafındaki odunlar yanıyor ama alevler kıza ulaşamıyormuş. Sonra kızın rüyasındaki adam gelmiş ve onu kurtarmak istemiş.

Daha sonra kasabalılar bir şekilde kızı öldürmüşler ve o gelen adam aslında Şeytanmış...

Şeytan kızın öldürüldüğünü görünce" Kudreeet!"  diye bacakları bir keçi halini alıp boynuzları çıkana kadar bağırmış ve bu arada gözlerinden alevler fışkırıyormuş.

Şeytan etrafa alevler saçarak kasabayı yakmış. Kızın cesedini kucaklayıp ortadan kaybolmuş .

ŞEYTAN KIZA AŞIKTIR. Çünkü...

Kasabayı yakıp yıktıktan sonra, orada, o gülün tohumlarından yarı kırmızı yarı siyah gül doğmuş.

O GÜLÜN KIRMIZI OLAN KISMI AŞKI

SİYAHI İSE ÖLÜMÜ İFADE EDERMİŞ...

Emin CEBE'ye göre  "karanlık güzelliğinin içindeki Siyah (Kara) Gül her zaman mutsuzluğun sembolü olmamıştır. İrlandalılar " the Little Black Rose (küçük siyah gül)"ya da Dark Roseleen şarkısını Britanya ile aralarındaki savaşta kullanmışlardır.

Aynı şekilde birçok anarşist ve otoriteye karşı grup da "siyah gülü" ayaklanmanın ve gücün sembolü olarak görmüşlerdir. Bu yüzden;

SİYAH GÜLÜN ANLAMI CESARET VE DİRENÇTİR...

yukarıda da zikrettiğim gibi...

İrlandalılara ait "küçük siyah gül" ile ilgili kısa bir bilgi ve şiirin sözlerini aktarıp yazımı sonlandırmak istiyorum.

"The Little Dark Rose"

Şarkının adı, Tyrone Kontu Hugh O'Neill'in kızlarından biri olan Roisin Dubh N Neill'den( Rois O Neill) geliyor. Roisin, 1587'de her ikisi de gençken Red Huh O Donnell ile nişanlanmış( ve daha sonra evlenmiştir)

O Donnel 1595'te Roisin'den boşanmıştır. GF Dalton'a göre, Roisin'in talihsizlikleri ve yüksek soyu, onu bir tür İrlanda olarak gören Balad yapımcılarının dikkatini çekmiştir.

Şarkının O Donnell'in kamplarındaki 9 Yıl Savaşlarında ortaya çıktığı söyleniyor.

Başka bir kaynak, şarkıyı Red Hugh dönemindeki birTyre O'Nellion  şairine affediyor.

Roison Dubh, yüzeysel olarak bir aşk şarkısı olsa da milliyetçiliğini alegori yoluyla gizleyen vatansever bir şiir olarak tanımlanmıştır.

irlanda'da milliyetçi ifadenin yasak olduğu bir dönemde, şiir milliyetçi inançları gizlice ifade etmenin bir yoluydu.

Thomas Kinsella'nın çevirisinde;

Roisin, başına gelenler İçin üzülme

Rahipler tuzlu suda, denizde yolculuk ediyorlar.

Papa'nın affı gelecek,  Doğudaki Roma'dan

Ve Roisin  Dubh'im için.

İspanyol şarabını esirgemeyeceğiz.

Birlikte çok uzaklara yolculuk ettik,

geçen günlerden beri.

Onunla dağları aştım, denizde yelken açtım, Erne nehrini, taşkın olsa da,

tek bir sıçrayışta aştım.

Ve etrafındaki yaylıların müziği gibi, Roisin Duph'im.

Beni delirttin kararsız kız,

umarım sana faydası olmaz!

Ruhum esaret altında, ne dün ne de bugün. Beni bedenen ve zihnen yorgun

ve zayıf bıraktın.

Seni seveni aldatma Rois'in Duph'im.

Seninle birlikte çiğde yürümek istedim,

ya da acı çölde, sevgini ya da sevginin bir parçasını kazanabilmek umuduyla.

Kokulu küçük bir dal, beni sevdiğine dair söz verdin

Monster'in en seçkin çiçeği

Roisin Duphim.

Altı atım olsaydı tepeye karşı sürerdim. Ayin ortasında Roisin Duph'i

İncilim yapardım.

Bana kızlık soyadını verecek genç kızı öperdim

Ve Roisin Duphim'le lios'ların ardında işler yapardım!

 Erne armağı selde güçlenecek,

 tepeler yırtılacak, okyanuslar kızıl dalgalar,

 gökyüzü kan akacak,

 İrlanda'daki her dağ ve bataklık sallanacak.

 Bir gün o yok olmadan önce.

 Benim, Roisim Duph'im...