Arslan Bulut


Türkiye, Türklerin elinden nasıl alınır?

Türkiye, krizde yaşamayı kabullenmiş bir topluma dönüştü. Emekli üç kuruş için el açıyor, çalışan çaresizce bekliyor. TÜİK’in kendi bile inanmadığı, masa başında üretilmiş enflasyon verileriyle insanlar kandırılıyor. Yüzde 10 zam nedir Allah aşkına?


New York Times gazetesi bir ara “Türkler her zaman iyi dizileri sevdi. Yıllar önce takıntı ‘Dallas’ idi... Daha yakın bir tarihte ise ‘Muhteşem Yüzyıl’... Şimdi ise, izlenecek dizi Türkiye’nin kendi siyasi krizi” yorumu yapmıştı.

Liberal Parti eski genel başkanı Cem Toker ise ekonomik krizi siyasi krizle izah ediyor:

“7 yıl süren ekonomik kriz olmaz. Türkiye’deki ekonomik kriz değildir. Tek adam rejim krizinin ekonomiye yansımasıdır.

Kriz ekonomik olmadığından, ekonomik tedbirlerle de düzelmez, düzelmiyor da zaten.”

***

Yeniçağ ekonomi yazarı Remzi Özdemir de 17 Ağustos 2025 tarihli “7 Yıl Süren Kriz Olur mu?” başlıklı yazısında, “Dünyanın neresinde 7 yıl süren bir kriz var? Bu artık kriz değil; bir yaşam biçimi haline geldi.

Türkiye, krizde yaşamayı kabullenmiş bir topluma dönüştü. Emekli üç kuruş için el açıyor, çalışan çaresizce bekliyor. TÜİK’in kendi bile inanmadığı, masa başında üretilmiş enflasyon verileriyle insanlar kandırılıyor. Yüzde 10 zam nedir Allah aşkına?

Bu bir tesadüf değil, sistematik bir fakirleştirme operasyonudur. Bir kesim var ki bankada milyarları var, lüks içinde yaşıyor. Milli gelir artıyor ama halka yansıyan hiçbir şey yok. Çünkü milli gelirin en büyük payını kaymak tabaka alıyor. Bankalardaki mevduatın yüzde 80’i, nüfusun yüzde 2’sinin elinde... Geri kalan büyük çoğunluk ise devlete el açıyor, yüzde 10’luk komik zamları bekliyor.” diye yazmıştı.

***

Emekli maaşları ev kirasına bile yetmediği için Ankara Ulus’ta ucuz otellerde, tuvaletsiz, banyosuz odalarda kalan yaşlı emeklilerin hali ortada iken Türkiye ekonomisinin büyüdüğünden söz etmek utanç vericidir. Ekonomi büyüdüyse, emekliler neden açlık ve sefalete mahkûm edildi? Ekonomi büyüdüyse, emeklilere neden pay verilmedi? Asgari ücret neden, insanca yaşayabilir düzeyde belirlenmiyor? İş adamlarına “Kefenin cebi yok. Elinizi taşın altına koyun” demekle emeklinin, asgari ücretlinin durumu değişmiyor. Asgari ücreti de, emekli maaşını da siyasi iktidar tespit ediyor...

12 Eylül darbesinin ardından işçi hakları kısıtlanmaya başlanınca, dönemin TİSK Başkanı Halit Narin, “20 yıl işçiler güldü biz ağladık, şimdi gülme sırası bizde.” demişti.

23 yıllık AKP iktidarının son yedi yılında da emekliler ve işçiler ağlıyor, sermaye sahipleri gülüyor...

***

Prof. Dr. Erinç Yeldan, krizin gerçek sebebini 2019 yılında şöyle açıklamıştı:

“AKP ulusal ve uluslararası sermayenin en gözde partisidir. Türkiye'nin dış borçlanmasına dayalı büyüme modelinin sonuna dek sürdürülmesi AKP'nin ve ondan evvel gelen bütün sermaye partilerinin ana göreviydi.

Aslında bugün yaşanan problemler Türkiye'nin bir bütün olarak uyguladığı, uluslararası finans sermayesinin çıkarlarına uygun bir ekonomi olarak koşullandırılmasını sağlayan neoliberal reçetenin genel bir sonucu.

Bu reçetede neler vardı? Türkiye'nin öz kaynaklarının özelleştirmeler nedeniyle sosyal fayda değil, kısa vadeli kâr ekseninde feda edilmesi vardı. Türkiye elindeki çok önemli tarım arazilerini, tarım ürünlerini, enerjide bağımlılığını azaltabilecek rüzgâr, güneş, jeotermal gibi çok önemli kaynaklarını ve genel olarak aklını doğrudan doğruya uluslararası sermayenin güdümüne terk etti.

Bu durum, hasıraltı edilmiş sorunların zamana yayılarak sıcak para büyüsüyle, yüksek faiz, düşük ücretler, düşük döviz kuru, ucuz dolar, yüksek cari işlemler açığı, yüksek ithalat ve bütün bunların bedeli olarak da ulusal sanayinin ve tarımın çökmesi ve emekçilerin gelirlerinin bastırılması, sosyal haklarının askıya alınması ile sonuçlanabilir.'

***

O zaman bu analize de dayanarak yaptığım yorumda, “İşçi, memur ve emekli maaşlarının kuşa çevrilmesi söz konusu! Bugüne kadar yapılan uygulamalara bakarak şunu söyleyebiliriz: Türkiye ekonomisini çökerten, doğrudan AKP iktidarı olmuştur. Küresel ekonomiye yön veren çevreler, 'Türkiye ekonomisi nasıl çökertilir? Toprak, su ve ormanlar dahil Türkiye'nin ekonomik varlıkları, Türklerin elinden nasıl alınır?' araştırması yapmış da uygulama görevini, AKP iktidarına vermiş görünüyor!

Varlık Fonu'nda toplanan varlıkların, uluslararası finans kuruluşlarına teminat gösterilmesi, yani rehin olarak verilmesi, başka neyin göstergesidir?” demiştim...

İşte şimdi yolun sonuna geldik! Türkiye’yi ekonomik baskıyla birlikte açılım politikalarıyla Türklerin elinden almaya çalışıyorlar. Krizin ana sebebi budur...

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiye-turklerin-elinden-nasil-alinir-986970h.htm