Taha Akyol

Tarih: 06.07.2025 15:39

‘Yargıya güvenin’

Facebook Twitter Linked-in

İktidar muhalefeti “silkeliyor”, hem de nasıl? 28 Şubat’ta bile Refah Partili belediyelere bu yapılmamıştı. Olağan bir adli işlem olsa kimse bir şey diyemez…

Bu uygulamalar partili Cumhurbaşkanı’nın, ana muhalefete karşı polemik varken söylediği “heybedeki turplar”dır.

Olağan ifadeye çağırma usulü yerine hemen tamamen “gözaltı” uygulamaları yapılıyor.

Açıklanan delillerin çoğu “gizli tanık” ve “itirafçı” beyanları. İktidar içinden bile eleştirilen uygulamalar peş peşe geliyor.

Öbür tarafta, ABB Başkanı Mansur Yavaş, önceki döneme ait “100’e yakın yolsuzluk dosyasını” savcılığa verdiklerini ama savcılığın hiçbir soruşturma işlemi yapmadığını açıkladı.

İBB’de İmamoğlu’ndan önceki döneme ait dosyaları da İçişleri Bakanlığı almış ve rafa kaldırmıştı.

Savcılar soruşturmaları CHP dönemi ile sınırlı tutuyor…

CHP’li belediyeler hakkında yapılanlarla AKP’li belediyeler dönemine dair dosyalara bu gözünü kapama “bağımsız ve tarafsız yargı” ile nasıl bağdaşır?

HUKUK GÜVENLİĞİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle diyor:

CHP yöneticilerine tavsiyem sabredip, bağımsız yargının kararlarını beklemeleri yönünde.”

Cumhurbaşkanı bunu tavsiye ediyor çünkü CHP’nin mitingler yapması “yargıya güven/güvensizlik” sorununu ülke gündeminde canlı tutuyor… Bu ekonomi açasından da çok önemli.

İktidar, dünyaya bir türlü “hukuk güvenliği” imajı veremiyor. Hem hukuk hem ekonomi çevrelerinden sürekli eleştiri geliyor. Buna akademik makaleler, çeşitli komisyon raporları, Venedik Komisyonu ve Moody’s gibi kuruluşlar dahil.

Bütün bunlar apaçık ortada olduğu için ülkeye yatırım gelmiyor.

Meselenin önemi, 19 Mart olayı üzerine, ekonominin düştüğü türbülansta görüldü zaten.

CB Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Bakan Mehmet Şimşek elbette sorunu görüyorlardır, hem de hepimizden daha net…

Aynı tarz gözaltıların genişletilerek devam etmesi bu görünümü maalesef “istikrarlı” hale getiriyor!

‘GÜÇLÜ SİYASİ ETKİ’

Cumhurbaşkanı “bağımsız yargına güvenin” derken, İmamoğlu’nun diploma davasına bakan İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin başkan ve üyesi heyetten alınarak Bölge Mahkemesi’ne tayin edilmişti. Bu konuda CHP Grup Balkan Vekili hukukçu Gökhan Günaydın ayrıntılı açıklama yaptı. 5. İdare Mahkemesi, diploma konusunda İÜ Rektörlüğüne, YÖK ve Savcılığa 23 müzekkere ile sorular sormuş, belgeler istemişti. Sorular, dirayetli ve tarafsız olduklarını gösteriyordu.

Dosyanın doğrusu yanlışı ortaya çıkacaktı. Fakat başkan ve üye, yaz kararnamesiyle başka göreve atandı. Yerlerine gelenler bakalım nasıl davranacak?

Burada sorun, HSK’nın tamamen siyasi tercihle oluşması ve kararlarındaki yüksek siyasi dozdur.

İktidarın eleştirisine maruz kalan yargı kararlarda imzaları bulunan bütün hakimler YSK tarafından başka illere, başka görevlere atandı! Uzun bir listesi var.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da önem ve değerini inkâr edemeyeceği Venedik Komisyonu, daha geçen sene, CB sisteminde HSK’nın üye yapısı sebebiyle partili Cumhurbaşkanı’na “yargı üzerinde güçlü bir siyasi etkisi” olduğunu rapor etti. (6 Aralık 2024, Paragraf 118)

Sorun, muhalefetin tepkilerinde değil, yargıya güvensizliğin bu boyutlarda olmasıdır.

AYAK BAĞI?

Hakim sürgünlerini önlemek için, Cumhurbaşkanı “coğrafi teminat kanununu” çıkaracaklarını söylemişti. (30 Mayıs 2019)

Beş yıl geçti hâlâ yok. Aslında “coğrafi teminat” bile yetersizdir. HSK’dan siyasetin elini çekmek, hakim teminatını anayasayla gerçekleştirmek lazım. Ama iktidar yeni anayasa diyor da ne kuvvetler ayrılığını ağzına alıyor ne de yargı bağımsızlığını…

Yargının güçlü iktidarlara göre el değiştirmesi, atama ve tasfiyelerde güçlü iktidarların kendi yargısını oluşturması bizim tarihten gelen ve bugün de yaşadığımız en ağır birkaç sorunumuzdan biridir. “Türkiye’nin Hukuk Serüveni” adlı kitabımda bunu anlatmıştım. O zamandan bu yana daha da ağırlaştı.

Yargıdan başka, RTÜK’ün Halk TV ve Sözcü TV’yi karartması, TRT’nin iktidar partisinin yayın organı haline gelmesi…

Bütün bunlar genel otoriterleşmenin parçaları…

Niye yüz yılda bir Japonya, 50 yılda bir G. Kore olamadığımızı, niye 2025 yılında dünya ekonomisindeki payımızın 1980’ler sevisinde olduğunu düşünürken, hukuk ihlallerinin nasıl “ayak bağı” olduğunu unutmamak lazım.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/yargiya-guvenin-1604462


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3