Kestane rengi bulutlar altında, direkleri çürümüş bir ekonomi gemisi… Güvertede yığılı kredi batıkları, ambarlarda kokuşmuş borç varilleri… Pusuda bekleyen azgın faiz tayfunu, burnumuza değen berbat enflasyon kokusu…
Dev dalganın önünde savrulan ihtişamlı ama çürük bir kadırga… Hazır fırçayı kaldırmışken kendinize sorun, “Niye bu tuvale hep kara boya çalıyoruz?” Bu düzen niye böyle? Gerisi, hayal gücünüzün karanlık köşelerinde bekliyor sizi…
***
Alışılmışın dışında bir dönemden geçtiğimiz aşikar… Neler olabileceğini, bizi nereye götürebileceğini kestirmek çok zor. Sorunlar matruşka bebek gibi ama farklı bu defa… Her açtığınızda bir küçüğü değil, daha büyüğü çıkıyor galiba…
Üst üste yığılınca, her biri diğerini büyütüyor, domino taşları gibi devriliyor. Belirsizlik mi? O artık evimizin daimi misafiri…
***
Çünkü tavşan kaçtı, sihirbazın şapkası boş kaldı. Krediler saha dışı, teşvikler peynirli börek gibi dağıtıldı, borçlar misliyle katlandı.
Oysa taktik en başından beri belliydi. Asıl mesele hikaye satmak, beklenti pompalamak, umut pazarlamak değil mi? Photoshop ile halledilir gerisi…
Bütün kurumların bağımsızlığını yok edersek, kimse itiraz edemez bir iki rötuşa… Uzun süre kandırırsın insanları bu algıyla… Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz, herkesi bazen kandırabilirsiniz ama herkesi her zaman kandıramazsınız.
Yıllarca “ekonomiye dış güçler saldırıyor” diye manşet atanların şimdilerde yabancı yatırımcı gelsin diye yalvarması, komik mi, trajik mi? Yangını söndürmek için benzin dilenmek gibi bir şey bu… Nitekim asla utanmazlar… Bu yolla para kazanıyorlar.
***
Ve geldik büyük soruya…Türkiye bundan öteye bu düzenle gider mi? “Ama Türkiye eski Türkiye değil” diyorlar... İnsanı salak yerine koymaya da hiç çekinmiyorlar.
E tabii, dünya da T-Rex devri değil artık. Mısır piramitleri hâlâ ayakta ama ekonomisi yenilendi. Peru lamalarla selfie çekmeyi öğrendi. Uganda bile fintech konuşuyor. Eski Demirperde ülkeleri bizi çoktan solladı, adeta tozu dumana kattı.
***
İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ekmek kuyruğu görmemiş İstanbul’da şimdi cüzdanlar boş, umutlar boş. Ama biz neyi konuşuyoruz? Kanal İstanbul’u! Neden? Öyle istiyor yöneten. Bakanlardan biri çıkıp “gündemimizde değil” derken, diğer çıkıp “kesinlikle yapacağız” diye demeç verebiliyor. Sizce ne hedefleniyor?
***
Çok açık değil mi sebebi? Paşamızın aklına başka bir mega proje gelirse, peçeteye yazıp yollasın… Araya sıkıştırır, gündemi değiştiririz yine… Tam da şarkıda bahsedildiği gibi değil mi? Sor bir bilene, yürümez bu iş böyle… Aldıkça alttan ben, sen geldin hep üstüme… Ağzından çıkanı duysun kulağın, düştük bu hallere… Kendine gel sen kendine kendine gel!
https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/yurumez-bu-ekonomi-boyle-31937
