Meclis Genel Kurulu'nda görüşülüp kabul edilen Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sınır ötesi harekat yetkisi veren tezkere ilk olarak 2007 yılında Irak'a asker gönderme tezkeresi olarak çıkmış, Suriye'deki gelişmeler nedeniyle 2011 yılında da bir tezkere daha hazırlanmıştı. Türkiye'nin güney sınırlarındaki gelişmeler nedeniyle iki tezkere birleştirilmişti. Bu haliyle ikinci kez TBMM'de görüşülüp kabul edildi.
Bu yılki tezkerede geçen yılkinden farklı ifadeler var:
'Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğü, milli birliği ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Diğer taraftan, Irak'ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Gayrimeşru oldu bittiler oluşturmaya yönelik her türlü risk, tehdide karşı gerekli önlemlerin alınması milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir.''
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandum hazırlığı süreci nedeniyle görüşmeleri öne çekilen tezkere metninde özelikle Irak'ın ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı. Bu konuda alınmış Birleşmiş Milletler kararları hatırlatıldı.
Bölgede ayrılıkçılığa yönelik girişimlerin türkiye için tehdit olduğuna da dikkat çekildi. Ve bölgede gayrimeşru oldu bittilere karşı önlem alınmasının hayati olduğu tezkere metninde yer aldı.
Tezkerede Türkiye'nin yine Birleşmiş Milletler kararları doğrultusunda bölgede DEAŞ'la mücadele faaliyetlerini yürütmesi gerektiği bu çerçevede de sınır ötesi harekat yetkisinin önemli olduğuna vurgu yapıldı.
TEZKERENİN TAM METNİ
Tezkere Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye' nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de Bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 02.10.2014 Tarihli ve 1071 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile hükümete verilen ve son Olarak 01.10.2016 Tarihli ve 1128 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile 30.10.2017 tarihine kadar uzatılan izin süresinin 30.10.2017 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına Daire Başbakanlık Tezkeresi (3/1185) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.09.2017)
Canikli'nin konuşmasından satır başları
Türkiye uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Son yıllarda güvenlik tehdidinin boyutu hem artmış hem de küresel ölçeğe taşınmıştır. Türkiye çok büyük bedeller ödemiş ve ödemeye devam etmiştir. Bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın siyasi sınırları yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. proje 1990'lı yılların başında hayata geçirilmeye çalışılmıştı. Ülkemizin de içinde bulunduğu devletler etkisizleştirilmek ve yeni devletçikler kurulmak istenmiştir. Bu şekilde coğrafya dizayn etmeye çalışanlar tarafından çok kolay yönetilecek hale gelecekti. Terör örgütleri bu proje için birer taşerondan ibarettir.
Bu oyunu Türkiye bozmuştur. Terör örgütleri bu dönemde bu projenin hızla sonuçlandırılması için her türlü desteği bazı ülkelerden görmektedirler.
PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG terör örgütü uzun yıllardan beri o topraklarda yerleşmiş olan halkları oradan çıkararak işgalci bir yapılanmanın önünü açmaktadırlar.
Maalesef ABD ve diğer ülkeler tarafından terör örgütlerine DEAŞ ile mücadele kılıfı altında yardım ve destekler yapılmaktadır.
Ülkemizin güneyinde bu şekilde bir siyasi oluşumun ayakta kalma şansı yoktur. Türkiye böyle bir oluşuma da müsaade etmeyecektir. Dolayısıyla uluslararası anlaşmalara aykırı, terör örgütü tarafından kurulacak böyle bir oluşuma müsaade etmeyiz. Bu konuda uluslararası hukuktan doğan haklarımızı kullanıyoruz, kullanmaya devam edeceğiz. PYD/YPG PKK'nın Suriye uzantısıdır. Aralarında hiçbir fark yoktur.
MHP ADINA ERKAN AKÇAY MECLİS KÜRSÜ'NE ÇIKTI
Akçay'ın konuşmasından satır başları:
Korsan referandum iptal edilmelidir. Referandum ateşiyle oynayanlar kendileri yanar. TBMM'de bu tezkereyle Ankara'dan Erbil'e ateşle oynama yanarsın mesajı verilmektedir. Bu tezkereyle 'Bir gece ansızın görülebiliriz' diyoruz. Rüzgar eken fırtına biçecektir. Artık başka yol kalmamıştır. Tehditler odağında yok edilmelidir. Ankara güven içinde olacaksa Kerkük'ün birlik içerisinde olması gerekir.
CHP ADINA ÖZTÜRK YILMAZ KONUŞTU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Barzani'ye, 'Sizin attığınız tek taraflı adım bölgeyi taşeronlaştırıyor. Siz bağımsızlığa gitmiyorsunuz, bu referandumdan sonra bağımlılığı açacak bir sürece giriyorsunuz.' diye seslenerek, Irak ve Suriye tezkeresine destek vereceklerini bildirdi
AKP ADINA VOLKAN BOZKIR KONUŞTU
Bozkır şunları söyledi: Irak Bölgesel Yönetimi'ne bu referandumdan vazgeçin diyoruz. Bu referandum iptal edilirse, huzursuzluğa engel olunabilecektir. Türkiye referandumun ertelenmesine de karşıdır, doğru olan referandumun iptal edilmesidir.
Bozkır ayrıca konuşmasında CHP'li Yılmaz Öztürk'ü Bakanlığa nankörlük etmekle suçladı. Bunun üzerine söz alan Yılmaz Öztürk, 'Ben bakanlığa nankörlük olarak ne yapmışım? Daha yüksek yerlerde mi görev almak istiyorsunuz da böyle mi diyorsunuz' diye cevap verdi.