TÜİK, 2025 yılı ikinci çeyrek verilerini açıkladı. Meğerse büyümeye hem de çok hızlı devam ediyoruz. Yüzde 4,8 büyüme oranı herkesi şaşırttı.
Sokak gözü ile ifade edelim: Bunca sıkıntıya rağmen nasıl büyüdük? O zaman konkordatolar, iflaslar, kredi batıkları ne ifade ediyor?
Ya büyüme yanlış ya da sanayiciler başta olmak üzere şikayetler, yakınmalar yanlış?
Acaba hangisi?
TÜİK tarafından açıklanan büyüme verisini iki reel açıdan takip ediyoruz?
1- Enflasyondan arındırılmış veri… Ki, burada çeyreklik bazda yüzde 4,8 büyüme görülüyor. Hatta 2022-2.Ç döneminden 2025-2. Ç. dönemine 3 yılda reel büyüme oranımız da yüzde 12,1 seviyesinde.
2- Bir de dolar bazında büyüme verisi var. Bizim hesaplamamıza göre revizyon sonrası 2022-2. Ç gelirimiz 221.373 milyon dolardır. 2025 yılı 2.Ç. dolar bazında gelirimiz ise 377.622 milyon dolara karşılık geliyor. Dolar bazında 3 yılda yüzde 70,5 gelir artışımız olmuş.
Tekrar edeyim: Bu veriler TÜİK’e ait.
Şimdi yeniden soralım: Bu büyümeler gerçek mi, yoksa sanal mı?
O vakit bizim hesabımıza geri dönelim.
2021 yılında bir aylık gıda ihtiyacımızı 300 dolara satın alabiliyorduk. Ağustos ayı itibari ile aynı gıda ürünlerini 660 dolara satın alabiliyoruz. Bu veriler TÜRK-İŞ’e ait.
Bu ne anlama geliyor?
Bakınız, 2021 yılına göre geliriniz dolar bazında yüzde 120 artsa bile refahınız hiç ama hiç artmamış demektir. Çünkü Türkiye’de fiyatlar dolar bazında muazzam artış gösterdi.
O zaman neden GSYH’yı dolar yerine gıda fiyatlarını gösteren “Açlık Sınırı” ile ölçmüyoruz?
Biz bunu daha sağlıklı sonuç versin diye her üç aylık ortalamalar ile ölçüp yıllık olarak topluyoruz. Mesela 2021-III. Çeyrekte 1 trilyon 976 milyar GSYH var. Bunu 3 aylık ortalama açlık sınırı olan gıda fiyatına bölüyoruz (2 bin 820,71 TL). Karşımıza 579.043.521 gibi bir rakam çıkıyor. Bunu 2022 yılı II. Çeyreğe kadar toplayıp yıllık rakamı buluyoruz: 2.515.117.717… Bu rakam toplam GSYH ile kaç aylık açlık için gereken gıda harcamasını gösteriyor. Bir bakıma gıda fiyatına göre GSYH diyebiliriz.
GSYH/AÇLIK grafiğinde tam bunu görüyoruz: Açlık için gereken parayı GSYH ne kadar karşılıyor?
Ulusal gelir artıyor ama bu gelirle satın alabileceğimiz gıda alım gücü artıyor mu? Tam bunu veriyoruz.
Resmi verilerde hem reel hem de dolar bazında artan GSYH Türk-İş’in açıkladığı zaruri gıda fiyatlarına göre artmıyor, tersine 2022-II’den 2023-II. çeyreğe yüzde 7,8 gerilemiş bile. Hatta halen o düşüşün ardından yatayda seyreden bir alım gücü içerisindeyiz.
Evet, biliyorum oldukça karışık bir hesap. Ama çok önemli olduğu için tane tane izaha çalışıyorum.
Bunu dolar bazında GSYH gibi düşünebilirsiniz. Sadece dolar yerine “Türk-İŞ’in “Açlık Sınırı” için açıkladığı gıda fiyatlarını baz alıyoruz.
Şimdi hesabı eski yıllara da uygulayalım.
Mesela 2018-III. Çeyrekten 2020-II. Çeyreğe kadar süren dönemde açlık sınırı fiyatlarına göre yüzde 5,0’lik bir küçülme daha yaşamışız.
Hatta 2014-I. Çeyrekten 2015-II. Çeyreğe de yüzde 3,4’lük bir küçülme daha yaşamışız. Aslında bu daralmalara ifade olarak küçülme değil de fakirleşme diyebiliriz.
Burada neyi görüyoruz? 2001 krizinde yüzde 7,9 fakirleştiğimizi ama bu fakirleşmenin 2002 yılı III: Çeyreğe kadar sürdüğünü görüyoruz. Krizden çıkışımız öyle hızlı olmamış.
KİŞİ BAŞINA AÇLIK
Şimdi hesabı bir adım daha ileri taşıyoruz.
GSYH’yı Türk-İŞ’in açıkladığı “Açlık Sınırı” ile hesapladıktan sonra bunu kişi başına bölüyoruz.
Hatta burada şöyle düşünebilirsiniz: Kişi başına gelire göre 1 kişi ailesini kaç ay idare edebilir? Grafikte görüldüğü gibi mesela 2007-I.Ç ‘de 20,1 ay idare ederken 2009 yılında bu süre 18,7 aya düşmüş. Veya 2022-II.Ç dönemde 29,7 aya çıkan süre 2023-IV. Ç dönemde 27,3 aya kadar düşmüş.
Gelelim kişi başına gelirdeki daralmalara.
2001 krizinde açlık sınırına göre kişi başına gıda alım gücümüz yüzde 7,6 azalmış. Ardından küresel kriz geliyor ama biz 2007 yılı ilk çeyrekten sonra fakirleşmeye küçük küçük adımlarla zaten başlamışız. Küresel krizde kişi başına gıda alım gücümüz yüzde 6,9 azalış göstermiş.
Ve bizim krizler.2014-2015 yıllarında pek mini sayılmayacak bir kriz daha yaşamışız. Yüzde 5,1 fakirleşme gözüküyor. Tam da AK Parti’nin seçim kaybetme nedeni.
2018-19 yıllarında ise yüzde 7,1 gibi 2001 krizine yakın bir fakirleşme daha yaşıyoruz. Hem süresi kısa hem de oranı yüksek.
Ama 2022-II. çeyrekte başlayan ve ilk başta sert vurup ardından o düşük seviyede kalan fakirleşme hepsinden ayrı. Bu dönemde kişi başına gıda alım gücümüz tam olarak yüzde 8,4 düşüyor. Bu oran 2001 krizinden bile fazla. Hatta dikkat ediniz halen bu kriz süreci devam ediyor. Son rakam 27,9 aylık geliri işaret ediyor. Oysa 3 yıl önce GSYH’ya göre bir kişi ailesinin gıda ihtiyacını 29,7 aya kadar karşılıyordu.
ÖZET: TÜİK tarafından açıklanan hem reel hem de dolar bazında GSYH verileri maalesef gerçek durumu yansıtmıyor. Çünkü verilerde şüpheler oldukça fazla. Biz bu verileri Türk-İş’in açlık fiyatlarına göre incelersek bugünlerde sorduğumuz bunalımları da izah edebiliriz.
2001 krizinden daha ağır bir krizdeyiz ve gıda alım gücümüz bir türlü artmıyor. Çünkü dolar bazında fiyatlarımız patlamış durumda. Refah artmıyor ama fiyatlar artıyor.
İşte buna büyüme değil, tam tersine ŞİŞME diyoruz.
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/2001-krizinden-daha-agir-1605098