Arslan Bulut

Tarih: 22.08.2025 17:05

Azınlık iktidarı ve egemenlik mücadelesi!

Facebook Twitter Linked-in

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Cumhuriyet’e konuştu ve “Sendika başkanlarından sanatçılara, gazetecilere, iş camiasına ve öğrencilerle birlikte toplumsal muhalefete gözdağı veren bir azınlık iktidarıyla karşı karşıyayız” dedi ve CHP’nin muhalefet edemez hale getirmeye çalışıldığını söyledi.

CHP’nin yol haritasına da değinen Çelik, “Bu halkın mücadelesidir, egemenlik mücadelesidir. Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi mitinglerin ötesinde, farklı biçimlerde eylemler dizisi ortaya koyuyoruz. Milletvekillerimizden gençlik ve kadın kollarımıza kadar bütün örgütümüzle, demokratik kitle örgütleriyle birlikte bu baskıya karşı duracağız. Sabırlı ve kararlı mücadeleyle Türkiye bu karanlıktan çıkacaktır” diye konuştu. Çelik, yapılan bu operasyonların 31 Mart 2024’te kazanılan zaferin rövanşı olduğunu da belirtti.

***

Benim bu sözleri alıntı yapmamın sebebi iki kavramdır; biri “azınlık iktidarı”, diğeri ise “egemenlik mücadelesi...”

Gerçekten de AKP, 31 Mart seçimlerinden sonra azınlık iktidarı durumuna düşmüştür. MHP desteği de AKP'yi azınlık iktidarı olmaktan kurtarmıyor. Son yoklamalar, AKP'nin yüzde 29, MHP'nin ise yüzde 6 civarında bir desteğe sahip olduğunu gösteriyor... Geride kalan yüzde 65, bir bütün olmasa da CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi'nin yüzde 45'e ulaştığı görülüyor...

Bu durumda, AKP veya Tayyip Erdoğan iktidarının, ülkenin kaderiyle ilgili kararlar almaya çalışması, azınlığın çoğunluğa baskı kurması demektir.

Gerçi, herhangi bir siyasi partinin veya ittifakın çoğunluğu elde etmiş olması bile ona böyle bir rejim kurma yetkisi vermez...

Anayasa'nın başlangıç ilkelerinde, “Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” belirtilmiş, 6'ncı maddede de “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” denilmiştir.

***

Özgür Çelik, “egemenlik mücadelesi” derken, herhalde bu maddede belirtilen hükümleri kastetmiştir ama sorunun asıl içeriğine girmemiştir.

Oysa sadece Özgür Çelik'ten değil, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den de beklenen, şayet bu mücadelenin egemenlik mücadelesi olduğunu kabul ediyorlarsa, Malazgirt ve Çanakkale gibi Türk zaferlerine, dolayısıyla vatana ortaklar çıkarmaya çalışan, devleti de Türk devleti olmaktan çıkarıp Türk Arap-Kürt devleti yapmaya yönelik söylemler üreten, dolayısıyla Türk Milleti'nin egemenlik haklarını yok etmeye girişen AKP-MHP iktidarına karşı, milleti arkasına alacak bir söylem ve yöntem geliştirmektir...

Meclis'te hukuk dışı olarak kurulan komisyona katılarak, Türk egemenliğine son verme girişimlerine varlığıyla meşruiyet kazandırmak, bir mücadele yöntemi değil, teslimiyettir...

Gerçi MHP, Feti Yıldız'ın ağzından "Bizden hiç kimse anayasanın ilk dört maddesini, 42. maddesini, 66. maddesinde izah edilen millet tarifini değiştireceğimizi düşünmesin. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimizdir. Bu maddeler, emin olun hiçbir zeminde tartışma konusu olmaz." demiştir ama "yeni bir milli kimlik"ten ve "kurucu önder"den bahseden de Devlet Bahçeli'dir!

***

Kurulan borsa, sadece İBB borsası veya CHP'li belediyeleri çökertme borsası değildir. Kurulan komisyonla ve kullanılan söylemlerle devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti borsaya arz edilmiştir!

Yapılan operasyonlar da sadece 31 Mart 2024’te kazanılan zaferin rövanşı değil, 31 Mart 1909’daki irtica vakasının Mustafa Kemal’in kurmay başkanı olduğu Harekât Ordusu tarafından bastırılmasının rövanşıdır.

***

Amerikan Büyükelçisi ise bu durumu fırsat bilerek, “Osmanlı millet sistemi”ne geçilmesinden, Türkiye'yi İsrail, Körfez ülkeleri, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, Azerbaycan ve Ermenistan ile birleştirmekten söz ediyor ve hâlâ sınır dışı edilmiyor!

Türkiye'nin bu ülkelerle birleşmesi için gerçekten de Osmanlı millet sistemine geçmesi; bu ülkeler, Türk egemenliğini kabul etmeyeceğine göre egemenliğin terk edilmesi gerekir!

CHP, egemenliğe yönelik bu saldırılara uygun cevaplar verse, yüzde 32'yi değil yüzde 62'yi bulurdu ama ilk hedef alınan da CHP olduğu halde hâlâ asıl sorunun etrafından dolanıyor!

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/azinlik-iktidari-ve-egemenlik-mucadelesi-946965h.htm


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3