Arslan Bulut

Tarih: 18.10.2025 13:16

Devlet aklı Atatürk’e küfrettirir mi?

Facebook Twitter Linked-in

"Terörsüz Türkiye süreci devlet aklının eseridir" denildiğinde, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış, emekli korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, "Türkiye'de bir derin devlet vardır ama bu Amerikan derin devletinin uzantılarıdır. Millî bir derin devlet yoktur. Derin millet vardır. Türkiye'nin millî bir derin devleti olsaydı, 1970-1980 arasındaki olayları, 12 Eylül'ü ve diğer müdahaleleri ve 15 Temmuz'u yaşamazdık” sözlerini hatırlatmıştım.

Proje o hale geldi ki artık iş, Atatürk'ün kurduğu Meclis'te "Yaşasın Apo" sloganları eşliğinde, Kürtlükle ilgisi bulunmayan kriminal tiplerin Atatürk'e hakaret etmelerine kadar vardı...

***

Bütün bu saçmalıklara, kendilerini devletin yerine koyan siyasilerin "dış tehditleri bertaraf etmek" gerekçesiyle ani kararlar alması sebep oluyor!

Durum, güncel olaylarla birlikte anlatıldığında herkes, kendi siyasi konumuna göre tavır takınıyor. Öcalan'ın “kurucu önder” ilan edilmesini bile “devlet aklı”yla izah etmeye çalışanlar var!

***

Değerli gazeteci arkadaşım, Yeniçağ'ın eski Genel Yayın Müdürü Hayri Köklü, bu durumu görmüş olmalı ki, devlet aklının neye benzediğini tarihi olaylarla örnekleyen bir yazı yazdı. www.haberhurriyeti.com'da yayınlanan yazıda Köklü özetle şöyle diyor:

"Tarihimiz ‘devlet aklı’ diye topluma dayatılmaya çalışılan ilginç gelişmelerle doludur.

Size yaşanmış bir ‘devlet aklı’ olayını anlatayım da bu nedir, ne değildir, kararı siz verin.

Celal Nuri'nin kardeşi, dönemin ünlü gazetecilerinden Suphi Nuri İleri anlatıyor:

Ali Kemal (Damat Ferit Paşa hükümetlerinde Eğitim ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. Milli mücadele aleyhinde sert tutum aldı. H.K) Mütareke'nin ilk günlerinde bir gün İstanbul'umuza üşüşen galip devletler, kendi gazetecilerini Pera Palas Oteli'ne yemeğe davet etmişti. Türk gazetecilerini de yemeğe çağırdılar. Frenk gazetecilerinin gurur ve kininden geçilmiyordu. Yemekten sonra Ali Kemal'den bu ziyafetin sebebini öğrenmek istedik. 'Kabahatliyiz. Umumu Harp'e girmekle, Almanlar ile beraber olmakla, müttefiklerin düşmanı olmakla. Şimdi de mağlubuz. Binaenaleyh kendimizi affettirmeye çalışmalıyız.' dedi.

Bu durum, Suphi Nuri'nin gazeteci olarak ‘devlet aklı’ ile ilk karşılaşmasıydı... Yaşadığı ikinci olay ise ‘devlet aklı’ hakkındaki inancını daha da pekiştirmişti!

Yine Suphi Nuri'den dinleyelim:

‘Bir gün de Filozof Rıza Tevfik, (Rıza Tevfik Bölükbaşı, Sevr Antlaşması'nı imzalayan Osmanlı delegesi. H.K) yine Pera Palas Oteli'ne bazı başmuharrirleri çaya davet etmişti. Davet sebebini öğrenmek istiyorduk. Filozof aşağı yukarı bize şunları söylemişti:

-Sultanahmet Meydanı'nda Almanya İmparatoru'nun Abdülhamid devrinde yaptırmış olduğu bir çeşme var. Biz ise bugün mağlup mevkiindeyiz ve galiplere hoş görünmek mecburiyetinde bulunuyoruz. Binaenaleyh bu çeşmenin yıkılması suretiyle galiplerimize hüsnüniyetimizi gösterebileceğiz. Bu fikri gazetelerinizde ileri sürünüz.

Nazır Beyefendi'nin bu fikrine hemen oracıkta itiraz ettik ve galiplerin bu kadar çocukça bir hareketle bizi hemen sevip kucaklamayacaklarını anlattık. Hiç unutmam, o çay ziyafetinde Filozof bize, ‘Ben bir devlet adamıyım, devlet adamı gibi düşünürüm, devlet adamı gibi size söylüyorum.’ dediği vakit pek gülünç oluyordu...’

İşte böyle, ‘devlet aklı’yla işgalcilere vatanı teslim etmeye kalkanlar, az kalsın Alman Çeşmesi'ni de yerle bir edecekti... Neyse ki günün sonunda hem vatan hem de çeşme kurtuldu...

İbrahim Özen'in hazırladığı Suphi Nuri İleri'nin gazetecilik hatıralarını anlatan kitabında yer alan bu olaydan ders çıkarılır mı bilemem."

***

Şimdi, "Alman çeşmesini yıkalım" demiyorlar, ABD ve İngiltere'nin düşman olduğu cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ü yıkmaya çalışıyorlar! Bunu da Atatürk'ün kurduğu Meclis'te korsan olarak kurulan bir komisyon üzerinden topluma anlatmaya çalışıyorlar...

Dün Ali Kemal ve Rıza Tevfik aklı nasıl devlet aklı değilse, bugünkü yıkım süreci de devlet aklının eseri değildir. Görünen o ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve Türk Anayasası'nı yıkmaya çalışıyor, bunu da açıkça söylüyorlar.

Ali Kemal ve Rıza Tevfik, Alman çeşmesini yıkarak galip İngilizlere, Fransızlara yaranmak politikasında fayda görüyordu; bugünküler ise Anıtkabir'i yıkmaktan bahsedenlerle birlikte ABD, İngiltere ve İsrail’e yaranmak için Türk egemenliğini çökertmeye çalışıyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/devlet-akli-ataturke-kufrettirir-mi-972605h.htm


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3